Yargıyı Kaybeden
Amanda, başarılı ve prestijli bir avukatken, bir gün önemli bir duruşma sırasında ağır bir TOC (obsesif kompulsif bozukluk) krizi geçirir. Bu olayın ardından kariyeri hızla düşüşe geçer ve Amanda, bir zamanlar hayal bile edemeyeceği bir iş teklifini, düşmüş bir hukuk ofisinde çalışmayı kabul etmek zorunda kalır. Artık alıştı olduğu ciddi ve resmi avukatlar yerine, kariyerlerinde zor zamanlar geçiren bir grup profesyonelle çalışmaktadır. Film, Amanda'nın bu yeni ortamla nasıl başa çıktığını, karakterinin nasıl geliştiğini ve en sonunda kendisi ve mesleği hakkında ne öğrendiğini anlatıyor. Film, izleyicilere sadece bir hikaye sunmakla kalmaz, aynı zamanda TOC gibi zorlu bir durumla başa çıkma ve hayatta kalmayı da anlatır.
Film, izleyicinin ilgisini çeken bir dizi karakter ve dramatik dönüşlerle doludur. Amanda'nın yaşadığı zorluklar ve başarıları, izleyiciyi hikayeye çeker ve filmi izlerken bir dizi duyguyu deneyimlerler.
Film, büyük bir kısmı büyük bir şehirdeki düşmüş bir hukuk ofisinde çekildi.